7. yüzyıl Mekke'si tam bir şehir miydi, yoksa kasaba ölçeğinden biraz daha büyük bir yerleşim yeri miydi bunu net olarak bilmiyoruz. Çünkü Mekke’yi şehircilik açışından ele alan ne Arapça ne de Türkçe yazılmış ciddi bir monografi hala yok. Arapça yazılmış, en erken kaynaklardan Ezraki (ö. 250/864) ve Fakıhi (ö. 278/891)’nin aynı adı taşıyan Ahbaru Mekke' den daha kapsamlı ve ciddi bir çalışma olmadığı gibi daha sonra yazılanlar da bu iki eserin tekrarından öteye geçmemektedir. Peki Türkçede durum nedir denirse, hiç iç açıcı olmadığı, hatta daha da kötü olduğu rahatlıkla söylenebilir. İlahiyatçı akademisyenlerin kaleme aldığı birbirinin tekrarı onlarca makalede şehrin mimarisine hiç temas edilmemekte, sadece kutsallık üzerinden aşırı abartmalarla bir Mekke tasviri yapılmaktadır. Bir asır önce yazılmış Şemseddin Günaltay (ö. 1961)’ın ve yarım asır önce yazılmış Neşet Çağatay (ö. 2000)’ın yazdıklarıyla yetinmek zorundayız. İnterdisipliner bir yöntemle hazırlanmış, rivayet a...
Faruk Tuncer (@faruk2000)