Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Kasım, 2023 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Kur'an ve Şehir -II-

Kur’an ve şehir üzerine yazmak, her iki alana dair en azından belli bir birikimi gerektirmektedir. Örneğin bir mimarın ilahiyat nosyonuna sahip olmadan Kur’an hakkında konuşması neyse, bir ilahiyatçının da şehir üzerine konuşması aynı şeydir. Ülkemizde mesleki etik pek dikkate alınmadığından her iki kesim, en hafif tabirle, çok ciddi alan ihlalleri yapmaktadırlar. *** “Kur’an’da Şehir Tasarımının Nitelikleri (Mekke Örneği)” başlıklı bilimsel (!) içerikli bir makalede; 7. Yüzyıl Mekkesi öyle betimlenmektedir ki sıradan bir okur, buranın çölün ortasında bulunan bir şehir olduğunu unutur ve neredeyse bugünkü Londra, New York, Paris ya da Tokyo gibi modern bir kent olduğu zehabına kapılabilir. İki bölüm halinde yayınlanan makalenin tamamını okumak yerine içindeki ara başlıklar bile bakmak bu intibaı uyandırmaktadır: İşte bu başlıklardan bazıları: "Güvenli Kent", "Özgür Kent", "Güzel Şehir", "Bağımsız Şehir", "Müreffeh Kent", "Adil Y...

Kur’an'da Ticaret -II-

Kur’an'da ticaret başlıklı yazıda, Kur’an’dan ekonomik bir model çıkarma teşebbüsünde bulunmadığımıza kısmen temas etmiştik. Ancak bu demek değildir ki Kur’an’ın dili biraz da ticari bir dil değildir. Aksine onda ticarete ilişkin yüzlerce kelimeyi bulan bir dağarcık yer almaktadır. Günümüzde, dini ve akademik çevrelerde Kur’an'dan bir "ekonomik model" çıkarma teşebbüsleri oldukça yaygın olmakla birlikte, bu girişimlerinin en zayıf yanı, yapılan yorumların nesnel olmaktan ziyade iddia sahiplerinin öznel kanaatlerini Kur’an'a yaslanarak yapmalarıdır.  Örneğin bu iddia sahiplerine göre "..hidayete karşılık dalaleti satın alanlar…" (2/16) ya da "Allah cennet karşılığında müminlerden canlarını mallarını satın almıştır"(9/111) veya "Allaha borç vermek" (2/245) gibi ayetler kendi bağlamı içinde ele alınıp yorumlama yerine ticaretle uğraşanların "ilahi bir meslek" sahibi oldukları iddia edilmektedir. Benzer şekilde Ashab-ı Eyke ve...

Kureyş'in İlişkiler Ağı

 “Mekke’nin ekonomi politiği” başlıklı yazıda, Kur’an gelmeden önceki yüz yıl içinde meydana gelen olayların ne denli önemli olduğuna işaret edilmiş, İslam’dan önceki yüz yıllık süreçte, onun iki büyük kurucusundan özellikle Hz. Peygamberin büyük dedesi Haşim’in yapıp ettiklerinin önemi üzerinde durulmuştu.  Bu yazıda, yine beş ve altıncı yüzyıllar arasındaki bir asırlık dönemi farklı bir açıdan yeniden yorumlamayı deneyecek ama bu defa Kusay üzerinde durulacaktır. Mekke’de olup bitenler, Kureyş’in ilişkiler ağı açısından yorumlanacak ve bu ilişkiler ağının Kur’an’a yansımaları, örneklik bağlamında, gösterilmeye çalışılacaktır. **** Mekke’nin Kabe merkezli kutsallığı paranteze alınırsa, Kusay şehri belirleyen neredeyse tek isimdir. Mekke’nin gerçek banisi o’dur, zira onun mekana yönelik, şehrin doğal yapısı üzerinde kutsal olmayan tek hamlesinin bir benzeri yoktur, eşsizdir. 5. Yüzyılın sonlarına doğru yapıldığı anlaşılan bu hamleyi yapan Kusay, babası tarafından küçük yaşta g...